Tahliye Taahhütnamesinin Boş Olarak İmzalatıldığı Hususunda Yemin Delili Dikkate Alınmalıdır
Temmuz 8, 2024
Kira Alacağının Haczedilmesi Durumunda Alacaklı İcra Müdürlüğü’nden Aldığı Yetki İle Kira Bedelinin Tespitini İsteyebilir.
Eylül 15, 2024

Yargı Kararları

Emsal Yargı Kararları

Davalı Tanığı Tarafından Doğrulanan Husumetli Tanık Anlatımlarına İtibar Edilmelidir.

T.C. Yargıtay
9. Hukuk Dairesi
Esas No: 2024/1572
Karar No: 2024/4646
Karar Tarihi: 12.03.2024


Taraflar arasındaki alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Hüküm altına alınan ve davalı tarafça temyize konu edilen miktar 10.480,98 TL olup bu miktarın 6100 … Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 … Kanun) 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince karar tarihi itibarıyla bölge adliye mahkemeleri tarafından verilen kararların kesinlik sınırı olan 238.730,00 TL’nin altında kaldığı anlaşılmakla; davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan reddine karar vermek gerekmiştir.

Davacı vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin 23.05.2018-17.12.2019 tarihleri arasında davalı işyerinde en son aylık brüt 5.266,82 TL ücret ve sosyal haklarla yazılım uzmanı olarak çalıştığını, çalıştığı süre boyunca ücretinin sürekli geç yatması, son aylarda ücretinin hiç ödenmemesi ve diğer sebeplerle … sözleşmesini haklı sebeple sona erdirdiğini, haftanın 6 günü 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığını, bu saatlerinde üzerinde çalışmasının olduğunu, fazla çalışma ücretlerinin ödenmediğini, davalı ile yapılan sözlü anlaşmaya göre şehir dışında yapılan çalışmalarda bir haftayı aşan her gün için ücretinin %2’sinin prim/ikramiye olarak ödenmesi gerektiğini; ancak davalı işveren tarafından ödenmediğini, çalıştığı dönem boyunca dinî …, … … ve genel tatil günlerinde çalışmasına rağmen karşılığının ödenmediğini, kullandırılmayan yıllık izinlerinin olduğunu, karşılığının ödenmediğini, çoğu zaman pazar günleri de çalışmasına rağmen hafta tatili ücretlerinin ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, fazla çalışma ücreti, prim/ikramiye, yıllık izin, hafta tatili ile … … ve genel tatil ücreti alacaklarının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının haklı fesih nedeninin bulunmadığını, davacının haftanın 5 günü 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığını, … sözleşmesinde ücretinin aylık ücrete dâhil olduğunun düzenlendiğini, bordroları ihtirazı kayıt koymaksızın imzaladığını, şehir dışı çalışmalarında ücretinin %2’si kadar prim /ikramiye ödeneceğine ilişkin bir anlaşmanın bulunmadığını, işyerinde … … ve genel tatil günlerinde çalışma yapılmadığını, istisnai olarak çalışma yapılması hâlinde karşılığının ödendiğini, davacıya yıllık izinlerinin kullandırıldığını, kullanmadığı yıllık izinlerinin karşılığının ödendiğini, ekonomik sebeplerle zaman zaman çalışanlara ödemelerde gecikmeler yaşandığını, bunların işletme dışındaki sebeplerden kaynaklandığını savunarak davanın reddini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının iddia ettiği ücreti ispatlayamadığı, dosyaya sunulan ücret bordroların incelenmesine göre davacının son ücretinin brüt günlük 184,91 TL olduğu, banka hesap dökümleri incelendiğinde son dönem ücret ödemelerinin düzensiz ve gecikmeli olduğu, buna göre davacının … sözleşmesini haklı nedenle feshettiği anlaşıldığından kıdem tazminatına hak kazandığı, yıllık izin alacağı bulunduğu, işyeri kayıtlarına ve ibraz edilen bordrolara göre davacıya \”prim ödemesi\” adı altında yapılan bir ödeme bulunmadığı, davacıya prim/ikramiye ödemesi yapılması gerektiğini gösterir yazılı delil ve fiilî bir uygulama olmadığı, bu nedenle prim ücreti alacağı talebinin reddi gerektiği, davacının fazla çalışma ücreti, hafta tatili ücreti ile … … ve genel tatil ücreti alacaklarına ilişkin iddiasının ispatı için tanık deliline dayandığı, beyanlarına başvurulan tanıkların davalı işverene karşı davaları bulunduğu, her ne kadar bilirkişi tarafından davacının aylık 33,5 saat fazla çalışma yaptığı belirtilerek hesaplama yapılmış ise de davacı tanığı S.G’nin davalı işverene karşı açmış olduğu dava dosyasındaki puantaj kayıtlarının hesaplamaya esas alındığı, söz konusu puantaj kayıtlarında ise davacının çalışmalarına ilişkin bir kayıt olmadığı gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuşlardır.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı vekili; işverene karşı davası bulunan tanık beyanlarından başkaca somut delil olmadığı gerekçesiyle fazla çalışma ücret alacağının reddedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, tanık beyanlarına göre müvekkilinin hafta tatili ve resmî tatillerde çalıştığını, işveren ile davacı arasında yapılan sözlü anlaşmaya göre kararlaştırılan prim/ikramiye alacağının ödenmediğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2. Davalı vekili; müvekkili Şirketin konkordato kesin mühleti içerisinde olduğunu, davacı işçinin son 3 aylık ücretinin … … Kurumu tarafından ödeneceğinin kararlaştırıldığını, davacının ödenmeyen ücretinin olmadığını, eksik araştırma ile karar verildiğini, davacıya bakiye yıllık izin ücretinin ödendiğini belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

    C. Gerekçe ve Sonuç

    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; banka hesap ekstresi incelendiğinde son dönem ücret ödemelerinin düzensiz ve gecikmeli olduğu, buna göre … sözleşmesinin davacı işçi tarafından haklı nedenle feshedildiğinin kabul edilmesinin ve kıdem tazminatının hüküm altına alınmasının yerinde olduğu, davacının çalışma süresine göre hak kazandığı yıllık izinden kullanılan ve ödenen miktarlar dışlandığında bakiye 6,5 günlük iznin kullandırıldığı veya ücretinin ödendiğinin davalı işverence ispatlanamadığı, işyeri kayıtlarına ve ibraz edilen bordrolara göre davacıya \”prim ödemesi\” adı altında yapılan bir ödeme bulunmadığı, davacıya prim/ikramiye ödemesi yapılması gerektiğini gösterir yazılı delil ve fiilî bir uygulama olmadığı, bu nedenle ispatlanamayan prim ücreti alacağı talebinin reddine karar verilmesinin yerinde olduğu, fazla çalışma ile … … ve genel tatil çalışmaları iddiasını ispat bakımından dinlenen davacı tanığının aynı iddiayla aynı işverene karşı dava açmış olduğu, buna göre beyanına ihtiyatla yaklaşılması gerektiği, davacı tanığı S.G. tarafından davalı aleyhine açılmış olan dava dosyasında bulunan puantaj kayıtlarında davacının ismine rastlanmadığı, bu durumda iddianın ispatlandığından söz edilemeyeceği gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.

    V. TEMYİZ

    A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

    Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuşlardır.

    B. Temyiz Sebepleri

    1. Davacı vekili; istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeleri tekrar ederek Bölge Adliye Mahkemesi kararının ortadan kaldırılması ve davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile temyiz yoluna başvurmuştur.

    2. Davalı tarafın temyiz dilekçesi miktardan reddedildiğinden, temyiz sebeplerine yer verilmemiştir.

      C. Gerekçe

      1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

          Uyuşmazlık, davacının prim, fazla çalışma, hafta tatili ile … … ve genel tatil ücreti alacaklarının ispatına ilişkindir.

          2. İlgili Hukuk

          a. 6100 … Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 371 inci maddesi.

          b. 4857 … … Kanunu’nun 32, 41, 46, 47 ve 63 üncü maddeleri.

          3. Değerlendirme

          a. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

          b. Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş ve işyerinden çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak fazla çalışmanın bu tür yazılı belgelerle ispatlanamaması durumunda tarafların dinletmiş oldukları tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.

          c. Fazla çalışmanın yazılı delil ya da tanıkla ispatı imkân dâhilindedir. İşyerinde çalışma düzenini bilmeyen ve bilmesi mümkün olmayan tanıkların anlatımlarına değer verilemez.

          d. Çalışma sürelerinin ispatı noktasında işverene karşı benzer taleplerle dava açan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerekir. Fazla çalışma alacağının ispatında, salt davacı ile menfaat birliği içindeki tanıkların beyanlarına göre sonuca gidilemez. Bu tanıkların beyanları, başkaca delil ya da olgularla desteklendiği takdirde tanık beyanlarına itibar edilmelidir. Bu çerçevede; işin ve işyerinin özellikleri, davalı tanıklarının anlatımları, … müfettişinin düzenlediği tutanak veya raporlar ve aynı çalışma dönemi ile ilgili olarak söz konusu alacakların varlığına ilişkin kesinleşmiş mahkeme kararları gibi hususlar başkaca delil ya da olgular olarak değerlendirilebilir.

          e. Somut uyuşmazlıkta davacı işçi talep ettiği fazla çalışma ücreti alacağına dair iddiasını ispat amacıyla tanık deliline dayanmıştır. Beyanlarına başvurulan davacı tanıklarından S.G., davacının haftanın 5 günü 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 3 günü çalışmanın 23.00-24.00’e kadar uzadığını, diğer davacı tanığı M.A. ise davacının haftanın 5 günü 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığını, haftanın 3 günü çalışmanın 21.00’e kadar uzadığını ifade etmişlerdir. İlk Derece Mahkemesince davacı tanıklarının davalıya karşı davaları olduğu, başkaca bir delil ile desteklenmemesi durumunda bu tanık beyanlarına itibar edilmemesi gerektiği, davacı iddiasını tanık beyanları dışında başkaca destekleyecek bir delil olmadığı gerekçesiyle davacının fazla çalışma ücreti talebinin reddine karar verilmiştir. Ne var ki varılan sonuç dosya içeriğine uygun düşmemektedir.

          f. Şöyle ki beyanına başvurulan davalı tanığı N.E., davacının hafta içi 5 gün 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığını, haftada 2-3 gün 21.00’e kadar çalışma yaptığını ifade etmiştir. Buna göre, davalı tanığı N.E’nin beyanı, davacı tanıklarının beyanı ile örtüşmektedir. Dolayısıyla davacı ile menfaat birliği içinde olan tanıkların beyanlarına ihtiyatla yaklaşılması gerektiğine ilişkin tespit yerinde olmakla birlikte davacı tanık beyanlarının başkaca delil ya da olgularla desteklenmediğinin kabul edilmesi hatalı olmuştur.

          g. Şu hâlde İlk Derece Mahkemesince; davacının haftanın 5 günü 07.50-17.30 saatleri arasında çalıştığı, ancak haftanın 3 günü çalışmanın 21.00’e kadar uzadığı kabulüyle fazla çalışma süresi belirlenmeli ve sonucuna göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ile davacının fazla çalışma ücreti alacağının reddine karar verilmiş olması hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.

            VI. KARAR

            Açıklanan sebeplerle;

            A. Davalı Temyizi Yönünden

            Davalı vekilinin temyiz dilekçesinin miktardan REDDİNE,

            Peşin alınan temyiz harcının istek hâlinde davalıya iadesine,

            B. Davacı Temyizi Yönünden

            1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının ORTADAN KALDIRILMASINA,

            2. İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

              Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde davacıya iadesine,

              Dosyanın kararı veren İlk Derece Mahkemesine, bozma kararının bir örneğinin kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

              12.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.