T.C. YARGITAY
8. Hukuk Dairesi
Esas: 2018/6531
Karar: 2020/6431
Karar Tarihi: 20.10.2020
Davacı vekili; vekili edeni tarafından muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davasının Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2013/128 Esas, 2014/589 Karar sayılı kararıyla kabul edilerek 3382 ada 7 parsel sayılı taşınmazın 1/8 hissesinin müvekkili adına tescil edildiğini, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bir dükkan ile sekiz meskenin davalılar tarafından kiraya verilmek suretiyle tasarruf edildiğini belirterek fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydı ile dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık ecrimisil bedeli olan 10.000 TL’nin ait oldukları yılın dönem sonlarından itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; tapu iptali ve tescil davasının kesinleşme tarihi ile dava tarihi arasında hesaplanan ecrimisil alacağı üzerinden davanın kısmen kabul kısmen reddi ile; 418,00 TL ecrimisil bedelinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan alınıp davacıya verilmesine karar verilmiştir. Hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosya içeriği ve toplanan delillerden; davacı tarafından davalılar aleyhine muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı açılan tapu iptali ve tescil davasının Bursa 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin 24.12.2014 tarihli ve 2013/128 Esas, 2014/589 Karar sayılı kararıyla kabul edilerek “…3382 ada 7 parselde, davalı … adına olan tapu kaydının İzmir 2. Sulh Hukuk Mahkemesi’nin 2008/1081 Esas-2008/1377 Karar sayılı, 25/12/2008 tarihli veraset ilamında davacının payı oranında iptali ile iptal edilen hissenin davacı adına tapuya kayıt ve tesciline,” karar verildiği, temyiz edilmeksizin 02.03.2015 tarihinde kesinleştiği ve 17.04.2015 tarihinde 1/8 oranından payın davacı adına tescil edildiği anlaşılmaktadır.
Bilindiği üzere; muvazaa nedenine dayalı olarak verilen kararlar yenilik doğurucu değil, açıklayıcı nitelik taşırlar. Bu suretle oluşan kararlara konu işlemler yapıldıkları tarihten itibaren yok hükmünde olup yapılmamış sayılırlar ve iptal hükmü geriye etkili olarak sonuç doğurur. Aynı şekilde Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 07.02.1990 tarihli ve 1989/3–602 Esas 1990/56 Karar sayılı ilamında kabul edildiği gibi murisin mirasçılarından mal kaçırmak amacıyla yaptığı muvazaaya dayanan devir ve temlikler geçersiz olduğundan, davaya konu taşınmazı muvazaalı olarak iktisap eden davalının işgali iyi niyetli sayılamaz ve kendisinden mal kaçırılan davacılar, murisin ölüm tarihinden başlayarak dava tarihine kadar geçen süre için ecrimisil isteyebilirler.
Somut olayda, Muris Ahmet Koç 11.07.2008 tarihinde vefat etmiş olup davacı vekili dava tarihinden geriye doğru 5 yıl üzerinden (27.03.2010- 27.03.2015 arasına yönelik) ecrimisil talep etmiştir.
Yukarıda açıklanan nedenlerle ecrimisil istemine konu edilen 27.03.2010- 27.03.2015 arası dönem için belirlenmiş ve/veya belirlenecek miktar üzerinden davacı lehine ecrimisile hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının yerinde olduğundan kabulü ile hükmün 6100 sayılı HMK’nin Geçici 3. maddesi yollamasıyla HUMK’un 428. maddesi uyarınca bozulmasına, HUMK’un 440/III-1, 2, 3 ve 4. bentleri gereğince ilama karşı karar düzeltme yolu kapalı bulunduğuna, peşin harcın istek halinde temyiz edene iadesine 20.10.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.