T.C. YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
Esas: 2015/12284
Karar: 2018/6018
Karar Tarihi: 18.06.2018
Davacılar vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk ve idare eden davacıların eşi/ babası …’ın karıştığı kazada öldüğünü, davacıların ölenin desteğinden yoksun kaldığını, davalı aleyhine daha önce açılan davanın açılmamış sayılmasına karar verildiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 2.000,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden işleyecek ticari faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davacı tarafın … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/1048 Esas sayılı dosyasında açtığı davadan vazgeçtiğini ve davanın reddine karar verildiğini, kararın kesinleştiğini, kesin hüküm nedeniyle davanın reddinin gerektiğini, kabul anlamına gelmemek kaydıyla poliçe limitiyle sınırlı biçimde zarardan sorumlu olduklarını, davacılar murisi kazada tam kusurlu olduğu için de davacıların tazminat talep hakkı bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/1048 Esas- 2013/1086 Karar sayılı dava dosyasında, davacılar vekili davadan feragat ettiğinden davanın feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve kararın kesinleştiği, tarafları ve konusu aynı olan dava hakkında daha önceden kesin hüküm bulunduğundan, HMK’nun 115/2. maddesi gereği davanın usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenin yakınlarının 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun 53. maddesi gereği, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davacı tarafça daha önce … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/1048 Esas sayılı dosyasında açılan davada, davacılar vekili tarafından verilen ve eldeki dava bakımından mahkemenin davadan feragat olarak nitelediği beyan dilekçesinin verildiği tarih ve eldeki davanın açıldığı tarih itibariyle yürürlükte olan 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 307/1. maddesi “feragat, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesidir” denilmek suretiyle, davadan feragat tanımlanmıştır. Anılan Kanun’un 123/1. maddesinde ise “davacı, hüküm kesinleşinceye kadar, ancak davalının açık rızası ile davasını geri alabilir” denilerek davanın geri alınması müessesesi düzenlenmiştir.
Davaya son veren taraf işlemlerinden olan davadan feragat ile davanın geri alınması, mahiyeti ve sonuçları itibariyle birbirinden farklı kavramlardır. Davanın geri alınması, ileride tekrar dava açabilme hakkını saklı tutarak davanın takibinden vazgeçilmesi olup burada, davacı talep ettiği haktan (talep sonucundan) feragat etmemektedir. Davadan feragat ise, talep edilen haktan, talep sonucundan vazgeçmektir. Davadan feragat davalının rızasına (muvafakatına) bağlı olmadığı halde, davacının davasını geri alabilmesi için davalının rızası şarttır. Davadan feragat halinde, feragat edilen hak ileride tekrar dava konusu yapılamaz ve yapılır ise mahkemece feragat nedeniyle davanın reddine karar verilir. Davanın geri alınması durumunda ise, geri alınan dava ileride tekrar açılabilir.
İfade edildiği üzere, davadan feragat ile davanın geri alınmasının hukuki sonuçlarının birbirinden çok farklı olduğu dikkate alınmak suretiyle, davacı tarafın hangi tabirleri kullandığından ziyade, davacının amacının (maksadının) davaya konu haktan (talep sonucundan) vazgeçmek mi yoksa davasını ileride tekrar açabilme hakkını saklı tutarak davasını geri almak mı olduğu dikkatlice incelenmeli ve davacı tarafın beyanı yorumlanmalıdır.
Mahkemece, feragat nedeniyle reddine karar verildiği ve eldeki dava bakımından kesin hüküm teşkil ettiği kabul edilen, … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi’nin 2013/1048 Esas- 2013/1086 Karar sayılı dosyasına davacı tarafça sunulan 10.09.2013 tarihli dilekçede “aynı dava … Asliye Hukuk Mahkemesi’nde derdest olduğundan davaya orada devam edeceğiz ve işbu davadan feragat ediyoruz” ifadelerine yer verildiği görülmektedir. Anılan davada, mahkeme tarafından da “davacılar vekilinin beyan dilekçesi ile davayı takip etmekten vazgeçtiği anlaşıldığından, davanın vazgeçme nedeniyle reddine” şeklinde hüküm tesis edilmiş ve bu hüküm temyiz edilmeksizin 19.02.2014 tarihinde kesinleşmiştir. İşbu davada davacılar vekilinin beyan dilekçesi içeriğine göre, eldeki davaya konu edilen destekten yoksun kalma tazminatına ilişkin hakkın özünden vazgeçme iradesinin bulunmadığı, sadece davaya başka yer mahkemesinde devam edebilmek için davasını geri aldığı izahtan vareste olup davacı tarafın hakkın özünden vazgeçmesi söz konusu olmadığından, davadan feragat ettiğinden bahsedilemez. Kaldı ki … 1. Asliye Ticaret Mahkemesi tarafından da feragat nedeniyle davanın reddine dair verilmiş bir karar söz konusu değildir.
Bu durumda mahkemece; davacı tarafın eldeki davaya konu tazminat talebi için daha önce açtığı davadaki beyanının hakkın özünden vazgeçme mahiyetinde olmadığı ve feragatin söz konusu olmadığı; önceki dava kapsamında sunulan beyanın, ancak davanın geri alınması iradesini yansıtan bir beyan olarak kabul edilebileceği; davacı tarafın, önceki davada hakkın özünden feragati söz konusu olmadığı için de aynı tazminat alacağı için yeniden dava açma hakkının bulunduğu hususları dikkate alınmak suretiyle, davanın esası hakkında inceleme yapılıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ve hatalı gerekçeyle, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün bozulmasına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 18/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.