T.C. YARGITAY
22. Hukuk Dairesi
Esas: 2017/34225
Karar: 2017/15283
Karar Tarihi: 21.06.2017
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin iş sözleşmesinin geçerli ve haklı sebebe dayanmaksızın işverence feshedildiğini ileri sürerek feshin geçersizliğine ve işe iadesine karar verilmesini, işe başlatılmama halinde ödenmesi gereken tazminat ile boşta geçen süre ücret ve diğer haklarının belirlenmesini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın süresinde olmadığını, işçi fazlalığı nedeni ile iş akdinin feshedildiğini beyanla davanın reddini talep etmiştir.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti:
İlk Derece Mahkemesince, davanın kabulüne karar verilmiştir.
İstinaf başvurusu:
İlk Derece Mahkemesinin kararına karşı, davalı taraf vekilince istinaf başvurusunda bulunmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesi Kararının Özeti:
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı şirket tarafından iş sözleşmesinin 22.03.2016 tarihinde feshedileceğinin davacıya yazılı olarak bildirildiği ve davacının bu bildirimi 21.02.2016 tarihinde tebliğ aldığı, işe iade istemli davanın ise 25.03.2016 tarihinde açıldığı dikkate alındığında 4857 sayılı Kanun’un 20/1. maddesindeki bir aylık süre içerisinde davanın açılmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf talebinin yerinde olduğu ve davanın reddi gerektiği sonucuna varılarak davalının istinaf talebinin esastan kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Temyiz başvurusu:
Karar, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesi uyarınca iş sözleşmesinin geçerli sebep olmadan feshedildiğini ileri süren işçinin, fesih bildiriminin tebliği tarihinden itibaren bir ay içerisinde feshin geçersizliği ve işe iade istemi ile dava açması gerekir. Bu süre hak düşürücü süre olup, yargılamanın her aşamasında re’sen dikkate alınması gerekir.
Dairemizce bir aylık dava açma süresinin başlangıcı fesih iradesinin işçiye ulaştığı tarih olarak kabul edilmektedir. Eylemli fesih halinde bir aylık dava açma süresi eylemli fesih tarihinden itibaren başlamaktadır.
Somut olayda, davacıya tebliğ edilen “Fesih Bildirimi Tebligatı” başlıklı belgede, tebliğ eden kişinin imzasının üst kısmında tebliğ tarihi olarak 21.02.2016 yazılı ise de tebellüğ eden davacının bilgilerinin yazılı olduğu ve imzası bulunan sağ alt kısımda ise el yazısı ile “Tebliğ tarihi=16.03.2016” ifadesinin yazılı olduğu, bu haliyle fesih bildiriminin davacı tarafından şerh düşülen bu tarihte tebliğ alındığı ispatlanmıştır. Dava tarihinin 25.03.2016 olduğu da göz önünde bulundurulduğunda davanın 1 aylık yasal sürede açıldığında şüphe yoktur.
Davanın esası bakımından yapılan değerlendirmede ise; davalı tarafça yapılan fesih bildirimi içeriğinde herhangi bir sebep bildirilmemekle feshin geçersiz olduğu sabittir. Buna göre, davalı işverence yapılan fesih hukuka aykırı olup İlk Derece Mahkemesinin işe iade kabulü doğru iken bu kararı ortadan kaldıran Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun kabulü ve davanın reddi yönündeki kararı hatalıdır.
Belirtilen sebeplerle, 4857 sayılı İş Kanunu’nun 20. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, hükmün bozulmak suretiyle ortadan kaldırılması ve aşağıdaki gibi karar verilmesi gerekmiştir.
HÜKÜM : Yukarıda belirtilen sebeplerle;
1-Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararlarının BOZULARAK ORTADAN KALDIRILMASINA,
2- Davanın KABULÜNE, Davalı işveren tarafından gerçekleştirilen feshin GEÇERSİZLİĞİNE ve davacının İŞİNE İADESİNE,
3-Davacının yasal süresi içerisinde işe başlamak için başvurmasına rağmen işverenin süresinde işe başlatmaması halinde ödemesi gereken tazminat miktarının işçinin 4 aylık brüt ücretinin davalıdan tahsili GEREKTİĞİNİN TESPİTİNE,
4-Davacının işe iadesi için davalı işverene süresi içerisinde başvurması halinde hak kazanacağı, çalıştırılmadığı süre içinde ve kararın kesinleşmesine kadar doğmuş bulunan en çok 4 aylık ücret ve diğer haklarının davalıdan tahsili GEREKTİĞİNİN TESPİTİNE,
5-Karar ve ilam harcı 31,40 TL den peşin alınan 29,20 TL’nin mahsubu ile bakiye 2,20 TL’nin davalıdan alınarak hazineye irad kaydına,
6-Davacı tarafından yapılan 69.20 TL yargılama giderinin davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davalının yaptığı yargılama giderinin üzerinde bırakılmasına,
7-Hüküm tarihi itibariyle yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince maktu 1.980,00 TL ücreti vekaletin davalıdan alınarak davacıya ödenmesine,
8-Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
9-Taraflarca yatırılan gider avanslarından varsa kullanılmayan bakiyelerinin ilgili tarafa iadesine, peşin alınan temyiz harcının istek halinde ilgiliye iadesine, kesin olarak 21.06.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.