T.C. Yargıtay
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/7721
Karar No: 2017/17699
Karar Tarihi: 14.12.2017
Davacı; taraflar arasında 22/07/2012 tarihli kira sözleşmesi bulunduğunu , aylık kira bedelinin 580,00 TL olup 2015 yılı 6, 7 ve 8. ay kira bedellerinin ödenmemesi üzerine davalının sözlü olarak uyarıldığını , davalının 01/07/2015 tarihinde tarafına apartman içinde omuz attığını ve merdivenden düşürerek kolunu kırdığını, taraflar arasındaki kira ilişkisinin çekilmez hale geldiğini belirterek 3 aylık kira alacağı olan 1.740 TL’nın ve dava sonuna kadar işleyecek kira bedellerinin yasal faiziyle tahsiline, TB.K’nun 315. ve 347/3 yollaması ile 331. maddeleri uyarınca davalının tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, temerrüt ihtarnamesi bulunmadığından temerrüt nedeniyle tahliye isteminin reddine, alacağa ilişkin davanın kısmen kabulü ile 1.760 TL kira alacağının davalıdan tahsiline, fazlaya ilişkin istemin reddine, olağanüstü fesih nedeniyle tahliye isteminin ise akdin çekilmez hale geldiği kabul edilse bile bu durumun davacının kusurlu davranışıyla oluştuğundan bahisle reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından tahliyeye yönelik olarak temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacı vekilinin aşağıdaki bendin dışındaki sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Türk Borçlar Kanunu’nun 316.maddesi hükmü uyarınca kiracı kiralananı sözleşmeye uygun olarak özenle kullanmak ve kiralananın bulunduğu taşınmazda oturan kişiler ile komşulara gerekli saygıyı göstermekle yükümlüdür. Kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranması durumunda sözleşmeye aykırılık nedeniyle tahliyesine karar verilebilmesi için kiraya verenin konut ve çatılı işyeri kirasında kiracıya en az otuz gün süre vererek aykırılığın giderilmesini, aksi takdirde sözleşmeyi feshedeceğini yazılı olarak bildirmesi ve
tanınan bu süre içerisinde de akde aykırılığın giderilmemiş olması gerekir. Diğer kira ilişkilerinde ise, kiraya veren, kiracıya önceden bir ihtarda bulunmaksızın, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir. Konut ve çatılı işyeri kirasında, kiracının kiralanana kasten ağır bir zarar vermesi, kiracıya verilecek sürenin yararsız olacağının anlaşılması veya kiracının bu yükümlülüğe aykırı davranışının kiraya veren veya aynı taşınmazda oturan kişiler ile komşular bakımından çekilmez olması durumlarında kiraya veren, yazılı bir bildirimle sözleşmeyi hemen feshedebilir.
Olayımıza gelince; Her ne kadar,dava dilekçesinde TBK ‘nun 331. maddesinde düzenlenen olağanüstü fesih nedeniyle tahliye isteminden bahsedilmiş ise de hukuki tavsif mahkemeye ait olup dava dilekçesindeki anlatımlardan davanın , kiralananın açıktan fena kullanım nedeniyle tahliyesi davası olduğunun kabulü gerekir zira iddia edilen müessir fiil açıktan fena kullanım halini oluşturmaktadır. O halde, Mahkemece uyuşmazlığın 6098 sayılı TBK.nun 316/3 maddesi çerçevesinde değerlendirilmesi ve açıktan fena kullanım durumunda herhangi bir ihtar olmadan da dava açılabileceği gözetilerek, bu kapsamda deliller toplanmak suretiyle, davalının eyleminin açıktan fena kullanıma ilişkin olup olmadığı, tahliye şartlarının oluşup oluşmadığı üzerinde durularak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin diğer temyiz itirazlarının REDDİNE, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hükmün HUMK.nun 428. maddesi gereğince davacı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK’nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440.maddesi gereğince karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 14.12.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.