T.C. YARGITAY
17. Hukuk Dairesi
Esas: 2013/6915
Karar: 2013/8891
Karar Tarihi: 11.06.2013
Dava: Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
Karar: Davacı vekili, müvekkili şirkete trafik sigortalı bulunan ve davalıların maliki ve sürücüsü bulunduğu aracın karayolu üzerinde park halinde bulunan 06 UF … plakalı araca çarptığını, çarpmanın etkisi ile 06 UF … plakalı aracın ötelenerek önünde bulunan 06 C … plakalı araca çarptığını, 06 C … plakalı araç da önünde bulunan 06 KKM … plakalı araca çarpmak suretiyle 4 aracın karışmış olduğu zincirleme trafik kazası meydana geldiğini belirterek, davalı sürücünün olay yerini terk ettiğini, kaza tespit tutanağına göre %100 kusurlu olduğunu, sigortalı araç sürücüsünün ağır kusurundan dolayı müvekkili şirketin 06 UF … plakalı araç için 5.750,00 -TL, 06 C … plakalı araç için 5.039,44- TL ödediğini ve ödenen miktar için yapılan icra takibine itiraz edildiğini belirterek, itirazın iptali ile icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekili, müvekkili araç sürücüsü A. U.’un olay sırasında alkollü olmadığını, darp edilme korkusu ile olay yerini terk ettiğini belirterek haksız davanın reddine karar verilmesini istemiştir.
Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davalı sürücünün alkollü olduğu kabul edilmemiş olmasına rağmen olayda tam kusurlu olduğu, rücu şartlarının bulunduğu, geceleyin araç kullanarak yol kenarına park etmiş araca çarpıp olay yerinden de kaçmış olması nedeniyle ağır kusurlu olduğu kabul edilerek davanın kabulü ile 11.749,85 TL toplam asıl alacak ve faiz yönünden davalıların itirazının iptaline asıl alacak üzerinden takip tarihinden itibaren yasal faiz yürütülmesine, İcra inkar tazminatının reddine karar verilmiş; hüküm, davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1) Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, davalılar vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
2) Dava, trafik sigortası poliçesinden kaynaklanan rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’nın B.4.a maddesinde, tazminatı gerektiren olay, işletenin veya eylemlerinden sorumlu olduğu kişilerin kasti bir hareketi veya ağır kusuru sonucunda meydana gelmiş ise, sigortacının sigortalısına rücu edebileceği hüküm altına alınmıştır. Daire’nin yerleşmiş uygulamalarına göre; Genel Şartların bu maddesinde “tam kusur” dan değil, “kasıt” veya “ağır kusur”dan söz edilmekte olup, ağır kusur kavramının kasta yakın bir kusurun varlığını ifade ettiği kabul edilmektedir.
Somut olayda, sigortalı araç sürücüsünün, park halindeki araca çarpması şeklinde zincirleme trafik kazası meydana gelmiştir. Hükme esas alınan bilirkişi raporunda sigortalı araç sürücüsünün %100 kusurlu olduğu belirtilmiştir. Yukarıda açıklanan ilkeler doğrultusunda, mahkemece sigortalı sürücünün tam kusurlu olduğu, geceleyin araç kullanarak yol kenarına park etmiş araca çarpıp olay yerinden de kaçmış olması nedeniyle ağır kusurlu olduğunun kabul edilmesi, sigortalı araç sürücüsünün kastı ve ağır kusuru olarak nitelendirilemez.
Bu durumda mahkemece, davacı sigortacının, sürücünün kasta dayanmayan tam kusuru sebebiyle verdiği zarardan dolayı üçüncü kişiye ödediği tazminat bakımından rücu hakkının bulunmadığı gözetilerek, davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
3) Kabule göre de, Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası(Trafik Sigortası) Genel Şartlarında işletene rücu, hakkı düzenlenmiş olup, işletenin sürücüsünün kasti bir hareketi, ağır kusuru halinde dahi işletene rücu düzenlenmiş ise de sürücüye karşı rücu hakkı düzenlenmediğinden, davalı sürücü hakkında davanın reddine karar vermek gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Sonuç: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine, 11.06.2013 gününde oybirliğiyle karar verildi.