T.C. Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5363
Karar No: 2016/1153
Karar Tarihi: 22.02.2016
Mahalli mahkemesinden verilmiş bulunan yukarıda tarih ve numarası yazılı itirazın iptali davasına dair karar, davacı tarafından süresi içinde temyiz edilmiş olmakla, dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği görüşülüp düşünüldü.
Dava Tahliye taahhüdüne dayalı icra takibine yapılan itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Taraflar arasında düzenlenen 6.5.2006 başlangıç tarihli ve 4 yıl süreli kira sözleşmesi konusunda bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu sözleşme devam ederken tarafların karşılıklı iradeleri ile 15.4.2009 tarihinde tanzim edildiği anlaşılan 1.7.2009 başlangıç tarihli ve 5 yıl süreli yeni bir kira sözleşmesi yapıldığı, bu sözleşmenin arka sayfasında düzenlenen tahliye taahhütnamesi ile sözleşmenin sonu olan 1.7.2014 tarihinde kayıtsız şartsız tahliye edileceği kiracı tarafından kabul ve taahhüt edilmiştir. Yenilenen sözleşme ile birlikte verilen tahliye taahhütleri sözleşme ile aynı tarihi taşısa bile geçerli olarak kabul edilmektedir. Öte yandan sözleşme yapıldıktan sonra taraflar bir araya gelerek sözleşme sonunu belirlemeleri mümkündür bunu kısıtlayan her hangi bir yasa hükmü yoktur. Bu durumda 14.5.2009 düzenleme tarihli ve 1.7.2014 tahliye tarihli tahliye taahhüdü ile 1.7.2009 başlangıç tarihli sözleşmenin düzenleme tarihi aynı tarihli olduğundan kira sözleşmesinin başlangıç tarihinin 1.7.2009 tarihi olarak yazılması bu sözleşmenin yenilendiği anlamına gelmez.14.5.2009 düzenleme ve 1.7.2014 tahliye tarihli tahliye taahhüdü geçerli olduğundan işin esasının incelenerek kiralananın tahliyesine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru olmadığından hükmün bozulması gerekmiştir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün bozulmasına, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22/02/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
T.C. Yargıtay
6. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/5771
Karar No: 2016/1190
Karar Tarihi: 22.02.2016
Davacı vekili dava dilekçesinde, taraflar arasında ilk olarak 01.11.2008 tarihli ve 5 yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, daha sonra 18.11.2013 tanzim, 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmesi imzalandığını, bu sözleşmenin 22. maddesinde kiracının 01.12.2014 tarihinde kiralananı tahliye edeceğinin kararlaştırıldığını ancak davalının tahliye etmediğini, 12.12.2014 tarihinde icra takibi yaptıklarını davalının itiraz ettiğini belirterek davalının itirazının iptali ile kiralananın tahliyesini istemiştir. Davalı ve vekili itirazlarında ve yargılama sırasındaki savunmalarında davalının ayrı bir tahliye taahhüdü vermediğini, sözleşme içerisinde yazılan ek kısmın tahliye taahhüdü niteliğinde olmadığını, sözleşmenin uzatıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece davalı ile 01/12/2013 başlangıç tarihli bir yıl süreli kira sözleşmesi yapıldığı ve bu sözleşmede taşınmazın 01/12/2014 tarihinde tahliyesine ilişkin davalıdan tahliye taahhüdü alındığı, kira sözleşmesi ile tahliye taahhütnamesinin aynı tarihte alınması halinde taahhütnamenin geçerli olamayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Taraflar arasında 01.11.2008 tarihli, beş yıl süreli ve 01.12.2013 başlangıç tarihli ve bir yıl süreli kira sözleşmeleri bulunmaktadır. Davalı tarafından sözleşmelere ilişkin imza inkarında bulunulmamıştır. Taahhüt yenilenen sözleşmenin 22. maddesinde yer almış olup bu sözleşmenin özel kısımlar bölümüne yazılmış olması taahhüdü geçersiz kılmaz. Davalının 01.11.2008 tarihinden itibaren kiracı olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmamaktadır. Bu durumda taahhüt yasal unsurları taşınmakta olup takipte süresinde yapıldığına göre davanın kabulü ile itirazın iptali ve tahliyeye karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle davanın reddine karar verilmesi doğru değildir.
Hüküm bu nedenle bozulmalıdır.
Sonuç: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı HMK.ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3.madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428.maddesi uyarınca hükmün BOZULMASINA, istek halinde peşin alınan temyiz harcının temyiz edene iadesine, 22.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.