T.C. YARGITAY
13. Hukuk Dairesi
Esas: 2015/25017
Karar: 2018/556
Karar Tarihi: 25.01.2018
Dava ve Karar: Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı avukatınca temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
Davacı, davalı şirkete ait internet sitesi üzerinden iki adet tatil paketi satın aldığını, 4.460,00 TL bedel ödediğini, Yasadan kaynaklanan cayma hakkını kullanmak istemişse de davalı şirketin olumsuz yanıt verdiğini ancak henüz hizmetten yararlanmadığı için cayma süresinin başlamadığını ileri sürerek sözleşmenin feshi ile ödediği miktarın davalıdan ödeme tarihinden itibaren yasal faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacının internet üzerinden konaklama hizmeti satın aldığını, bu işlemin mesafeli satış niteliğinde olduğunu yasal cayma süresinde sözleşmenin feshedilmediğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, cayma hakkı kullanma süresinin hizmetin verildiği tarihte başlayacağı belirtilerek henüz hizmetten yararlanılmaması nedeni ile davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı eldeki davası ile, internet üzerinden yaptığı tatil paketi satın alınmasına dair sözleşmenin feshi ile ödediği bedelin iadesi isteminde bulunmuştur. Davalı, süresinde cayma hakkının kullanılmadığını savunarak davanın reddini istemiştir. Mahkemece cayma hakkının hizmetten yaralanma ile başlayacağı kabul edilerek davanın kabulüne karar verilmiştir. Sözleşmenin mesafeli satış sözleşmesi olduğu hususunda esasen taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmamaktadır. Uyuşmazlık cayma hakkının ne zaman kullanılabileceği noktasında toplanmaktadır. 6502 Sayılı Tüketici Yasasının 48. maddesinde mesafeli satış sözleşmeleri düzenlenmiştir. İlgili maddenin 4 fıkrasında “Tüketici, on dört gün içinde herhangi bir gerekçe göstermeksizin ve cezai şart ödemeksizin sözleşmeden cayma hakkına sahiptir. Cayma hakkının kullanıldığına dair bildirimin bu süre içinde satıcı veya sağlayıcıya yöneltilmiş olması yeterlidir. Satıcı veya sağlayıcı, cayma hakkı konusunda tüketicinin bilgilendirildiğini ispat etmekle yükümlüdür. Tüketici, cayma hakkı konusunda gerektiği şekilde bilgilendirilmezse, cayma hakkını kullanmak için on dört günlük süreyle bağlı değildir. Her hâlükârda bu süre cayma süresinin bittiği tarihten itibaren bir yıl sonra sona erer. Tüketici, cayma hakkı süresi içinde malın mutat kullanımı sebebiyle meydana gelen değişiklik ve bozulmalardan sorumlu değildir.” hükmü düzenlenmiştir. Yine 29188 Sayılı Mesafeli Sözleşmeler Yönetmeliği’nin 9. maddesinin 2. fıkrasında; “Cayma hakkı süresi, hizmet ifasına dair sözleşmelerde sözleşmenin kurulduğu gün, mal teslimine dair sözleşmelerde ise tüketicinin veya tüketici tarafından belirlenen üçüncü kişinin malı teslim aldığı gün başlar…” hükmü düzenlenmiştir.
Somut olayda, internet üzerinden davacı tarafından satın alma için onaylanan sözleşmede cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren 14 gün içerisinde yapılabileceği belirtilmiş olup gerek 6502 Sayılı Kanun’un 48/4 maddesi gerekse ilgili yönetmeliğin 9/2 maddesi gereğince, ilgili bildirim yapıldığından, davacının cayma hakkının sözleşme tarihinden itibaren kullanabileceği anlaşılmaktadır. Davacı ise bu hakkını yasal sürede kullanmamış olup bu sebeple davanın reddi gerekirken, hizmetten henüz yararlanılmadığından bahisle davanın kabulü usul ve yasaya aykırı olup, bozma sebebidir.
Sonuç: Yukarıda açıklanan sebeplerle hükmün davalı yararına bozulmasına, peşin alınan harcın istenmesi halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.