T.C. YARGITAY
2. Hukuk Dairesi
Esas: 2021/8482
Karar: 2021/9100
Karar Tarihi: 02.12.2021
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hükmün davacılar tarafından duruşma istemi olmaksızın temyiz edildiği, davalılar tarafından süresinde verilen temyize cevap dilekçesiyle kararın onanmasını talep ettiği, davalılar vekilinin 13.10.2021 tarihli dilekçesiyle temyiz ve temyize cevap süresi geçtikten sonra duruşma isteminde bulunduğu anlaşıldığından, davalıların duruşma isteğinin reddi ile dosya üzerinden inceleme yapılmasına karar verildi.
Temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Davacılar vekili dava dilekçesinde; babaları …’in, anneleri Vahide’den boşandıktan sonra 24/07/1974 tarihinde davalı … ile evlendiği, …’in önceki eşinden olma diğer davalı 01/07/1970 doğumlu …’i, ilkokula başlamadan hemen önce, 17/06/1977 tarihinde kendi çocuğuymuş gibi nüfusa kaydettirdiğini ileri sürerek, nüfus kayıtlarındaki bu yanlışlığın düzeltilmesini istemiş; mahkemece 14/05/2015 tarihinde davanın soybağının düzeltilmesi kapsamında olup davaya bakmanın aile mahkemesinin görevinde olduğu gerekçesiyle mahkemenin görevsizliğine karar verilmiştir. Bu karara karşı davacılar vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulması üzerine Yargıtay 8. Hukuk Dairesi’nin 14.09.2017 tarihli 2017/2487 Esas, 2017/10778 Karar sayılı ilamıyla “…Bu türden yanlış ve yanıltıcı beyan ve işlemle kanuna aykırı olarak yapılan kayıtların düzeltilmesinin nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu ve görevli mahkemenin asliye hukuk mahkemesi olduğu…” gerekçesiyle kararın bozulmasına karar verilmiştir. Bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda mahkemece “Davacıların talebinin tanımanın iptali niteliğinde olduğu, tanımanın iptalinin TMK 300 üncü maddeye göre hak düşürücü süreye tabi olduğu, davacıların davasını hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı”gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de, uyulan bozma ilamında açıkça belirtildiği gibi dava “Tanımanın iptali” istemine ilişkin olmayıp, “Nüfus kaydının düzeltilmesi” istemine ilişkindir.
Kayıt düzeltilmesi, aile kütüğüne işlenmiş kaydın bir kısmının düzeltilmesi veya değiştirilmesidir. Nüfus kütüklerindeki doğru olmayan kayıtların düzeltilmesi için mahkemeden karar alınması zorunludur. İşte bu noktada, nüfus kütüğünde yer alan doğru olmayan kayıtlar, ilgilileri veya Cumhuriyet savcısı tarafından açılacak olan kayıt düzeltme davası ile gerçek durumuna uygun hale getirilebilir ki, bu dava uygulamada nüfus kaydının düzeltilmesi davası olarak adlandırılmakta olup zamanaşımı ve hak düşürücü süreye bağlı olmayan nüfus kaydının düzeltilmesine ilişkin davalarda, her türlü kanıta başvurulabilir (YHGK, 11.02.1998, 2-87/77 sayılı kararı).
Somut olayda; mahkemece, davanın nüfus kaydının düzeltilmesi davası olduğu gözetilerek davacının delillerinin de toplanarak işin esasına girilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirmeyle davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş, kararın bozulmasına karar verilmesi gerekmiştir.
Sonuç: Temyiz edilen hükmün yukarıda gösterilen sebeple bozulmasına, temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oy birliğiyle karar verildi. 02.12.2021